Kan şekeri düşmesi, günlük hayatta adını sıklıkla duyduğumuz ve ciddiye alınması gereken bir durumdur. Tıptaki adıyla hipoglisemi olarak bilinen bu durum, bireylerde hem psikolojik hem de fiziksel sorunlara sebebiyet verebilir. Beyin ve onun yönetmekte olduğu tüm hücreler, enerji kaynağı olarak şekere ihtiyaç duyar. Bu nedenle, kan şekeri düşüklüğü yaşamsal bir öneme sahiptir. Tıpta, 55 mg/dl altındaki değerler kan şekeri düşmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu duruma dikkat edilmediği sürece ve kan şekeri düşmesine sebep olan faktörler ortadan kaldırılmadığı müddetçe herkeste görülebilir. Düşüklüğün şiddeti arttıkça, ortaya çıkacak sorunların şiddeti de artar.

Hipoglisemi, glikoz seviyesinin aşırı düşmesi sonucunda ortaya çıkar. Bu durumun birkaç sebebi olabilir. En yaygın sebep, diyabet tedavilerinde kullanılan ilaçların yan etkileridir. Bunun yanı sıra, uzun süre aç kalma, alkol tüketimi, yoğun çalışma koşulları ve fazla miktarda insülin alınması da kan şekerinin düşmesine neden olabilir. Bu faktörlere dikkat edilmediği sürece vücutta bazı anormallikler görülecektir. Vücut bir nevi uyarılar verecektir. Bu uyarılara dikkat edilmediği sürece, kan şekerinin düşme şiddetine bağlı olarak vücutta ortaya çıkan değişimlerin şiddeti de artacaktır.

Kan şekeri düşmesinin ilk belirtileri dudaklarda ve dilde karıncalanma, açlık hissi ve ağızda kuruluk şeklinde ortaya çıkar. Bunun yanı sıra, baş ağrısı, çarpıntı, terleme, huzursuzluk ve halsizlik gibi belirtiler de görülebilir. Vücutta enerji almanız gerektiğinin sinyallerini veren bu belirtiler, önlem alınmadığı sürece kan şekerinde daha şiddetli düşmelere yol açabilir.

Kan şekeri düşmesinin belirtilerinden bir diğeri de vücuttaki işlevlerin değişiklik göstermesidir. Fizyolojik değişimlerin yanı sıra, davranış değişiklikleri de görülebilir. Böyle bir durumda, normalden daha asabi ve sinirli olabilirsiniz. Çevrenizdeki bireylerle iletişim kurmakta güçlük çekebilir, belirli bir nedeni olmayan şeyler için bağırıp, çıkışabilirsiniz. Vücutta uyuşukluk hissi görülüyorsa, sürekli uyuma ihtiyacı duyabilirsiniz. Bu durum, aynı zamanda biyolojik saatinizin ve konsantrasyon bozukluğuna da sebebiyet verebilir. Belirtiler daha da ileriye giderse bayılmalara ve bilinç kayıplarına neden olabilir.

Kan şekeri düşmesinin tedavisi iki şekilde gerçekleşir. İlki, kan şekerinin düzeylerini kısa sürede yükseltmek adına uygulanan acil ve ilk tedavi yöntemi, ikincisi ise tekrarlamasını önlemek adına düşüklüğe neden olan ve altta yatan hastalığın tedavi edilmesidir. Başlangıç tedavisi olarak bilinen acil tedavi, bireyde görülen belirtilere bağlıdır. Kan şekeri düşüklüğünde, meyve suyu içme, şeker yeme ya da kan şekerini normal seviyeye getirmek adına alınan glikoz tabletleri kullanılabilir. Ancak belirtiler daha şiddetli ise ve ağızdan alınan şeker takviyesi yeterli gelmiyorsa, glukagon enjeksiyonu yapılması gerekmektedir.