Karbonhidratların en küçük parçası olan glikoz, kandaki şeker oranını belirlemektedir. Bu glikoz şekeri, canlı vücudunda bulunan tüm hücrelerde kullanılır. Canlı vücudunda sadece glikoz bulunmaz; aynı zamanda fruktoz ve galaktoz şekerleri de bulunur. Ancak, bu şekerler doğrudan kullanılmaz. Kullanım için bu yapıların glikoza dönüştürülmesi gerekir. Aç olan bir insanın kan şekeri değeri 70-100 mg/dl olmalıdır. Fakat kan şekeri yemek yedikten sonra, tok iken ilk iki saat içerisinde 120-140 mg/dl olmaktadır. Bu süreçten iki saat sonra, karbonhidrat emilimi yapıldıktan sonra kan şekeri değeri normal değerlere döner. Bileşik karbonhidratlar, basit karbonhidratlara göre kan şekerini daha yavaş yükseltir. Canlı vücudunda bulunan kan şekerinin esas düzenleyici görevi üstlenen organı, karaciğer olarak ifade edilir. Yemek yendikten sonra kişinin kan şekeri yükseldiğinde, pankreas organından salgılanan insülin hormonu salınımı artar. Bu şekilde bağırsaklardan daha fazla emilim gerçekleşerek şeker oranı artar. Artan bu şeker, karaciğerde glikojene çevrilerek depo edilir.

Bir kişi yemek yedikten sonra kan şekeri düşüklüğü yaşıyorsa, bu durum yaşamını olumsuz etkileyen çeşitli belirtilerle kendini gösterir. Enerji düşüklüğü, aşırı halsizlik, yorgunluk, baş dönmesi, iş verimliliğinde azalma, öfke, sabırsızlık ve sinirlilik gibi belirtiler bu durumu işaret eder. Bu belirtiler sık görülmesine rağmen genellikle önemsenmeyen bir sağlık sorunu olarak değerlendirilir. Tokluk kan şekeri düşük olan kişilerde:

gibi belirtiler gözlemlenir. Tokluk kan şekeri düşüklüğünün başlıca nedenleri arasında dengesiz beslenme, fazla miktarda karbonhidrat ve nişasta içeren gıdalar tüketilmesi, şekerli gıdalar yeme, stres, kafein içeren gıdaların tüketilmesi ve genetik faktörler bulunmaktadır. Tokluk kan şekeri düşük olan kişiler sık sık yemek yemeli ve yemek aralıkları 3 saat olmalıdır. İçmek için süt ve süt ürünlerinin tüketimi azaltılmalıdır. Ayrıca, düzenli olarak bol egzersiz yapılmalıdır.